Mavişehirliler Ankara'da buluştu. Ismet Kaptan (Aksu) doğumgünü'nü Ankara'da dostları ile birlikte kutladı. Kendisine daha nice keyifli, sağlıklı yaşlar dileriz. Tüm fotoğraflara aşağıdaki link'den bakabilirsiniz. :
Mavişehirde Ekim ayında güzel bir günbatımı manzarası. Şevket Gökkaya'nin kamerasından. ********************** Mavişehirde günbatımı gökyüzündeki fırça vuruşları... hapsedemeyiz bu anı altın bir kafes içinde başına buyruk özgürlüğümüz bir sona yaklaşırken; bir çağrı yükselir yeryüzünden... şu güzel gökyüzü uçmak içindi fakat artık çağırıyor yeryüzü bizleri mutluyduk orada çam ağaçları altında ve minnettarız ayrıca verdiği huzura, gün ışığına.. Feza
************************************ Tuncel Kurtiz, eşiyle zeytini ve hasada katılan insanları, şöyle anlattı: "Ben ağaçlardan hepsini severim ama zeytin ağacı bir başka. Herşeyden önce simgeledikleriyle. Yapraklarıyla barış, altını sarısı yağıyla mutluluktur. Zeytin, insanoğlunun hayatında çok önemli bir yer tutar. Bir efsane ağaçtır zeytin. Nuh Tufanı’nda ağzında zeytin ağacıyla gelen güvercin, tufanının bittiğini müjdelerken, umut ve barışın simgesi olmuştur. Bu ağaç ne batılı, ne de doğuludur, cihanşumüldür. ’Onun yağı, bütün dünyayı ilelebet aydınlatır’ diye yazar Burhan Oğuz. Peki kutsal zeytin ağacının meyvesi zeytin, hangi çabalarla hasat edilir. Hangi acılarla, ayazda, yağmurda, hastalıklarla traktör sırtlarında sakatlık ve ölümlerle sonuçlanan kazalar sonrasında toplanır zeytin. O altın renkli kutsal su, kimlerin güçleriyle üretilir ve verilen onca emeğin karşılığı nedir? Yoksulluk mu, hastalık mı, ölüm mü? Bu mu zeytin emekçisinin kaderi? Ne diyor Cemal Süreya, ’Şelaleye düşmüştür zeytinin dali. Celaliyim, celalisin, celali’"
Sevgili Mavişehirliler, Mavişehir'in güzel insanlarının, bizler gibi çocukluk ve gençliğinin belirli yaz dönemlerini burada geçiren ve bu güzel havasını soluyarak büyüyen yetenekli gençlerimizi yakından tanımasını sağlamak istiyoruz. Bu bölümde ilk olarak talihsiz bir hastalık neticesinde 24.08.2010 tarihinde bizlere veda eden Deniz Gönenç Sümer'i anmak istedik. Babası Aykut Sümer'in bizler ile Gönenç'in sanat hayatına ait etkinliklerini ve onun gidişinden sonra hazırlanan videoları paylaştı. Belki çoğunuz onu tanımıyordu, belki çok azınız onu İstanbul'daki tiyatro oyunlarından veya Teoman'ın Çobanyıldızı klibinden veya TV, film sahnelerinden hatırlıyor olabilirsiniz. Şimdi sözü Aykut Bey'e bırakarak onu daha yakından tanıyalım.
... Deniz Gönenç Sümer, Aydın Bey sokak sakinlerinden merhum emekli albay Ali Rıza Çelik ve Seniha Çelik'in kızları Belgin Çelik ile Saruhan Sokak sakinlerinden eski yönetim kurulu başkanlarımızdan merhum Ziya Sümer ve Lütfiye Sümer'in oğulları Aykut Sümer'in Mavişehir'de 1979 yazında tanışmalarıyla başlayan evliliklerinden, 12.10.1984 tarihinde Ankara'da doğan ikinci oğullarıdır. Aynı zamanda; Mavişehir'in ikinci kuşaktan Hülya Sümer Say, Funda Sümer Özbay, Erkut Sümer ile Berrin Çelik Pirgon ve Tülin Çelik Sarısözen'in yeğeni, üçüncü kuşaktan Çağdaş Sümer ve İklim Sümer'in kardeşi, Senem Say Akdan, Berk Birkan ve İnanç Pirgon'un kuzeni ve dördüncü kuşaktan Peride Merih Sümer'in amcasıdır. İlk Okul eğitimini Alanya Özel Hamdullah Emin Paşa Lisesi ilk kısmında, Orta Okul ve Lise eğitimini Ankara TED Kolejinde, Üniversite eğitimini Bilkent Üniversitesi-Sahne Sanatları ve Oyunculuk Bölümünde ve yüksek lisans eğitiminide Istanbul Bahçeşehir Universitesinde tamamlamıştır. 2006 yılında mezuniyetinin hemen arkasından profesyonel oyunculuk hayatına İstanbul Devlet Tiyatrolarında ''Inıshmaan'ın Sakatı'' oyununda Sakat Billy rolü ile başlamıştır. 2006-2008 yılları arasında 5 sezon devam bu oyundaki rolü ile 2007 yılında Lions Klübü Kerem Yılmazer Genç Yetenek ödülü ile 12. Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri Tiyatro dalında Gençlik Özel ödülünü almıştır.
2007 - 12. SADRİ ALIŞIK OYUNCU ÖDÜLLERİ GENÇLİK ÖZEL ÖDÜLÜ ''İş bu ödül kararı Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri seçici kurulu üyeleri arasında yapılan açık oylamayla saptanmış olup, INISHMAAN'IN SAKATI başlıklı oyunda, ilk kez sahneye çıkan DENİZ GÖNENÇ SÜMER'e, bu oyunda yarattığı ve figür haline getirdiği Billy karakterini, izleyicinin düşüncesine bedeninin katılımı ve kendini belli eden devin duyumsal ve duygulanımsal hareketlerle ulaştırması gerekçeleriyle ve gelecek yıllarsa daha da başarılı çalışmaları olacağı inancıyla verilmiştir.'' https://www.facebook.com/photo.php?v=2126943887409&set=o.10342142625&type=3
2007 yılında aynı zamanda bir özel tiyatro olan Tiyatro-Z' de bir sezon Dua Odası oyununda Reuben rolü ile yer almıştır. 2008 yılında yine İstanbul Devlet Tiyatrolarında 2 sezon Bir Şehnaz Oyun oyununda Müştak rolünü oynamıştır. Yine 2008 yılında ATV'de yayınlanan Cennetin Çocukları dizisinde oynamıştır. 2009 yılında Gökten Üç Elma Düştü ve Büşra isimli sinema filmleri ile Teoman'ın Çoban Yıldızı şarkı klibinde yer almıştır. 2010 yılı başında NTV için hazırlanan Sahne Klasikleri programında Romeo-Jullyet oyununda Remeo'yu canlandırmıştır. 2010 yılı Mayıs ayı başında Ankara Devlet Tiyatro'sunca sahnelenecek olan Katalina-Büyük Sultan oyununda provolara başlamış ancak hastalığının başlaması nedeniyle 5. provada ayrılmak zorunda kalmıştır. 2010/NİSAN - NTV/SAHNE KLASİKLERİ
ROMEO AND JULIEThttps://www.facebook.com/groups/10342142625/photos/
13.05.2010 tarihinde yüksek ateşle başlayan ve ancak bir ay sonra teşhis konulabilen ve 103 gün sürecek olan EBV'e bağlı Hemofogositik Sendrom hastalığından, kemoterapinin 10. haftasında, kemik iliği nakline 4 hafta kala 24.08.2010 tarihinde bizlere veda etmiştir. Anılan hastalık literatürde, yetişkinlerde, dünyada, yılda milyarda 2-3 vaka olarak geçmekte ve bu güne kadar Türkiye'de yetişkinlerde kurtarılmış, ilik nakli aşamasına getirilmiş tek vaka bulunmamaktadır. Saygı ve sevgilerimle.... Aykut Sümer *************
FB sayfası, Haber ve Yayınlar: https://www.facebook.com/groups/10342142625/?fref=ts http://tr.wikipedia.org/wiki/Deniz_G%C3%B6nen%C3%A7_S%C3%BCmer http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/08/26/simdi.olmek.istemezdi/587840.0/index.html http://www.hurriyet.com.tr/magazin/magazinhatti/15630834.asp ***********************
"şimdi ölmek istemem, daha hiç gülmeden.." zamanım varsa... biraz daha.. http://youtu.be/irMsmzKagW8 Gönenç Teoman’ın ‘Çoban Yıldızı’ klibinde elinde silahla hayatta kalmak için savaşan bir askeri oynamıştı.
https://www.facebook.com/photo.php?v=2546434774419&set=o.10342142625&type=3&theaterc ********************************* Biz o çocuğu çok sevdik... https://www.facebook.com/photo.php?v=501297452020 **************************** ''Seninki Öğle Uykusu'' (Bu şarkı; Birinci yıldönümünde, okul arkadaşı tiyatrocu ve müzisyen Efe Ünal tarafından onun için yazılıp bestelenmiş, kendisi va ağabeyi Levent Ünal tarafından seslendirilmiştir.) https://www.facebook.com/photo.php?v=2169297346219 ************************** ''Resimdeki Gözyaşları'' (Şarkının sonunda akan şiir; LİSANS KOCATEPE başlığı ile, okul arkadaşı Tiyatrocu Doruk Nalbantoğlu tarafından 25.08.2010 günü Kocatepe Camii ve Karşıyaka Mezarlığındaki uğurlama töreninde kaleme alınmıştır. Şiirde adı geçenler tiyatrocu okul arkadaşlarıdır.) https://www.facebook.com/photo.php?v=469000787020 ************************** ''Kol düğmeleri'' https://www.facebook.com/photo.php?v=469001767020 ************************** KENDİ YORUMU VE GİTARINDAN 1997 - Burçak Tarlası 1999 - Gülpembe 2002 - Kar Beyazdır Ölüm Bana 2002 - Korku https://www.facebook.com/photo.php?v=2120272080618&set=o.10342142625&type=3 ************************* Deniz'in vedası.... Alkışlarla... https://www.facebook.com/photo.php?v=2135546382466 ************ https://www.facebook.com/photo.php?v=2122569138043
Mavişehirde bir Yoga çalışmasının başlangıcı. Kendimizi Yoga dergisinin kapak yıldızı olarak düşlüyoruz :) Doğru nefes doğru yaşamdır, YOGA bir yaşam felsefesidir, Yapılmaz yaşanır!..
Efsane yoga öğretmenimiz Tülin Okyay için,başarılı yoga öğrencisi Seval Kamburoğlu'nun yazdığı dörtlüklerin 2. kısmını kendi sesinden paylaşıyoruz.
TAŞLAMA VE BARIŞMA Bir gün geldi bardak taştı Etekteki taşlar düştü Takke indi kel göründü Amaç yerine ulaştı. Ulaştı da ne oldu Hoca bildiğini okudu Hem canımsınız dedi Hem de canımıza okudu Hakkımızı aradık kötü olduk Doğruyu söylerdik dokuz köyden kovulduk Kan kustuk, kızılcık şurubu dedik Kızsakta belli etmedik. Ne çektik be Tülin'im ne çektik Her halini sineye çektik Hem sevdin, hem geberttin Bir türlü çözemedik Dergilere kapak yıldızı yaptın Karın nefesi diyerek göbek attırdın Hayatım sınıfım, ne tatlıyız derken "Çok konuşma otur!" dedin. Şimdi biz ne yapalım Direnişemi kalkalım, keyfimize mi bakalım Olmayacak duaya amin deyip Hayal alemine mi dalalım. Arkadaşlar inat olmaz Bu hoca yola gelmez Gelir gibi olsa bile Sonu tatlıya varmaz. Gelin akıllı olalım, haddimizi bilelim Ayakları yere basıp gerçekleri görelim Bundan iyisi şamda kayısı Kiminin duası kiminin yogası diyelm. Oksijeni çeke çeke beynimiz işler oldu Kafaya vura vura aklımız başa geldi Dönüp arkaya baktık, arpa boyu yol gitmişiz O halde hep beraber yaşlanma sürecini uzatmaya ne dersiniz? Nefes herşeyin temelidir dedik Doya doya hava çektik Nefes yaşamdır dedik Kolları açtık, kartal gibi uçtuk Doğru nefes doğru yaşamdır dedik Doğru yolda yürüdük Yoğa bir yaşam felsefesidir Yapılmaz yaşanır dedik Mutluluğun adresini bulduk. Koşulsuz sevgi, şefkat, hoşgörüyü gördük Anlayış ve sabırı öğrendik Hayatın alış veriş değil, veriş alış olduğunu unutmadık. İyi insan olmayı seçtik. Yoga bir inci koleydir dedik Asanaları bu kolyenin incileri bildik Nefes ise bu kolyenin ipiyse eğer O halde bu inci kolyenin kancası Tulin Hoca ve spor arkadaşları adına üç kere - Sağol, sağol, sağol Demeyi borç bildik. Seval KAMBUROĞLU Temmuz-2013-Mvş
Not: Videoyu yüksek kalitede Youtube işaretine çift tıklayarak Youtube sayfamızdan da izleyip, paylaşabilirsiniz.
Efsane yoga öğretmenimiz Tülin Okyay için,başarılı yoga öğrencisi Seval Hanım'ın yazdığı dörtlükleri paylaşıyoruz. Bu kış bizi nasıl üzdün Anlatsak da anlamazsın Kötü günler gelip geçti Gerilere bakıp durma Kış bitti,bahar geçti Bak hepimiz buradayız Spora başladık ama Bizi haşat edip durma Doya doya uyumadan Seher vakti düştük yola bir dakika geç kaldık diye Düdüğünü çalıp durma Elimizden geldiğince İyi kötü yoga yaptık Arada bir şaşırınca Gebertirim deyip durma On yıldır hep yalvardık Haftada bir tatil için Hele şükür kabul ettin Başımıza kakıp durma Kimi kolu iyi kaldırır Kimi gövdeyi iyi ayırır Bunlara alkış tutup Ayırımcılık yapıp durma Hataları görmemiş ol Gürültüyü duymamış ol Hepimiz olgun insan Artık "çocuğum" deyip durma Anladık harikasın Şımarmakta haklısın Mavişehir'de teksin diye Bize hava atıp durma Yüreğimiz sevgi dolu Hergün daha büyüyoruz Dikkat et nazar değer "Kaç kişiyiz" sayıp durma Merdivene çıkıp durun N'apan orda durup durun Beni bi bak eyi dinle Dediğim dedik,çaldığım düdük İnadım inat deyip durma Seval Kamburoğlu Arkadaşımızı kutluyoruz... Bu dörtlüklerden bazı satırları bir araya getirilince bakın nasıl güzel bir şiir ortaya çıkıyor..
Kötü günler gelip geçti Kış bitti,bahar geçti Bak hepimiz buradayız Doya doya uyumadan Seher vakti düştük yola Elimizden geldiğince İyi kötü yoga yaptık On yıldır hep yalvardık Haftada bir tatil için Hele şükür kabul ettin Bizi mutlu ettin.. Kimi kolu iyi kaldırır Kimi gövdeyi iyi ayırır Hepimiz olgun insan Anladık harikasın Şımarmakta haklısın Yüreğimiz sevgi dolu Hergün daha büyüyoruz Beni bi bak eyi dinle Dikkat et nazar değer takalım bir boncuk hep beraber :)) Seval - Feza